28 Ocak 2011 Cuma

Fenerbahçe de Zico'dan günümüze...

Fenerbahçe son birkaç senedir arzu ettiği başarıyı Türkiye liginde gösteremiyor. Bunun nedenleri oldukça fazla. Ancak en önemli neden Zico döneminde alınan başarılı sonuçların şifrelerini çözememek. Arthur Zico futbol oynadığı dönemde dünyanın sayılı futbolcularından biriydi. Keza teknik direktörlük kariyeri boyunca Japonya da kazandığı başarılar ve Japonya milli takımı antrenörlüğü ona dünya çapında bir klübün kapılarını aralayabilecek başarıyı getirmişti.

O klüp Fenerbahçe idi. Fenerbahçe ye Avrupa kupalarında ki en parlak sezonunu yaşatan beyaz Pele’nin takımında takım içi arkadaşlık, uyum, birliktelik göze çarpıyordu.

Fenerbahçe dünya devlerini bir bir elerken kadrosunda ki oyuncular tecrübe dezavantajı, uyum yabancı futbolcuların yeni bir ülkeye adaptasyonu gibi pek çok sorunu da aşmış oluyordu. Baktığınız zaman defansta Lugano ile birbirlerini çok iyi tamamlayan ve tanıyan Edu gibi bir futbolcunun olması önlerinde ki futbolculara güven veriyordu. Edu sağlam fiziği, korkmayan mücadeleci yapısı ve gücü ile rakipleri oldukça zorlayan bir futbolcu profili idi. Zaman zaman kendi kalesine attığı goller dışında onun defans şeridinde de çok ta bariz hatalar yapmadığına tanık olduk.

Oysaki şimdi ki fenerbahçe defansına baktığımız da Bilica Sivasspor da ve Romanya da yaşamış olduğu form grafiğini çok aşağılara çekmiş gözüküyor. Disiplinli, kademe anlayışı olan, geriden oyunu iyi okuyan meziyetleri tamamen silinmiş. Bu da oynadığı her klüpte istikrar abidesi olan Lugano ya yansıyor.

Fenerbahçe defansın da geriden iyi oyun kuramadığı zaman orta alanda Mehmet Aurelio gibi bir oyuncunun yokluğu top kontrolü ve dağıtımında sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Top rakipte iken yaptığı presi saymıyoruz bile. Orta alanda Appiah gibi savaşan koşan, rakibi hata yapmaya zorlayan ve takımın gediklerini kapatan bir futbolcu da olmayınca fenerbahçe orta sahası sadece Alex in kişisel yeteneklerine kalmış gözüküyor.

Çünkü hem miroslav stoch hem de christian baroni topa baskı yapmak ve takım savunması anlamında son derece yetersiz isimler. Üstelik zaman zaman orta sahaya destek veren Deivid ve tuncay gibi çok önemli 2 oyuncu da takımda yok. Ve yerlerine maalesef bu oyuncuların yerini doldurabilecek oyuncular alınmadı, alınamadı.

Fenerbahçe takımı çok gol pozisyonuna girebilir, stoch ve dia gibi 2 hızlı hücum oyuncusunun koşu performansı ve yaratıcılığı ile hücum zenginliği yaratabilir fakat takım savunması ve bölgeler arası koordinasyon gibi ciddi zaaflar sonucu kolay gol yiyen bir ekip kimliğini üzerlerinden atmaları gerek. Antrenör Aykut Kocaman a güven duyulması istikrar adına güzel bir gelişme.Çünkü hiçbir antrenör takımı ile beraber olmadan tecrübe elde edemez.

Ancak yine de keşke Aykut Kocaman büyük takım çalıştırmadan önce biraz daha tecrübe kazansaydı demeden geçemiyeceğim. Defans hattında yaşanan sorunlar , Andre Santos, Christian Baroni, gibi isimlerin form grafikleri ilerleyen günlerde muhtemelen takımı daha da zorlıyacak. Görünen o ki bu kadroya orta saha defans ve hücum hattına mutlaka takviye şart.


Şu soruyu da ayrıca sormak gerekli. Fenerbahçe yabancı oyuncu transfer ederken gözlemci ekibi bu oyuncuları nerede, ne kadar , nasıl izliyor..? Yoksa sadece 1-2 maç izlenerek mi bu oyuncular alınıyor..?

Artık görünen o ki gelinen noktada Fenerbahçe nin büyüklüğüne yakışır oyuncular transfer edilmeli. Bu yüzden basında yer alan kendilerini orta sınıf avrupa takımlarında ispat dahi edemeyen oyunculara inanmak dahi istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder