27 Şubat 2011 Pazar

Son derbi maçı ve futbol gerçekleri..

Aslında izlediğimiz son derbi maçı bize Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu çok net anlattı. Futbolcuları ile daha iyi iletişim kuran ve onları göreve geldiği ilk günden bu yana yavaş yavaş hazırlayan Fenerbahçe teknik direktörü Aykut kocaman'ın hanesine bu galibiyet artı olarak yazıldı.

Elbette Kocaman çok şanslı. Çünkü defansta Lugano gibi mücadeleyi seven, zaman zaman süpriz çıkışları ile gol arayan hatta yanında oynayan Nijeryalı partneri Joseph Yobo'nun açıklarını bile kapatan bir oyuncusu ile orta sahada az koşmasına ragmen futbol zekası, sahayı görüş yeteneği ve düşündüklerini uygulayabilmedeki yüksek becerisi ile De Souza gibi olağanüstü bir virtüözü var.

Son yıllarda Fenerbahçe' nin Ortega, Anelka, Van hooijdonk ve Kezman ile iyiden iyiye şekillenen yıldızları transfer etme ve Fenerbahçe formasını üzerlerine giydirme alışkanlığı var. Ve bu alışkanlık kimi zaman başarısız olsa da çoğu dünya klübünün uyguladığı bir taktik. Ama bu taktik şimdilik özellikle Niang ve Dİa da olumlu bir şekilde tutmuş görünüyor.

Fenerbahçe nin aslında işler iyiye gittiği zaman oyun şablonu son derece verimli sonuçlar veriyor. Defans bloğunda Uche ve Högh ikilisinden beri şekillenen Fabio Luciano, Stephjan Thomas ikilisi ile devam eden birbirleri ile uyumlu, fizik gücü yakın defans oyuncularının birlikteliği defans orta saha arasında ki top kayıplarının minimum 'a indirgenmesi için uygulanan klasik tandem taktiği.

Sağ kanatta Gökhan Gönül 'ün istekli ve arzulu oyununa sol kanatta Dia ve Andre Santos' un çabukluğu ve becerisi katılınca Fenerbahçe hücumlarına ister istemez zenginlik geliyor. Bu bağlamda Fenerbahçe de bu yükselişi Andre Santos'un kendini futbola vermesine, Gökhan Ünal gibi klübeye mahkum olan bir oyuncunun oynayabileceği bir takıma gönderilmesine, Kazım Richards'ın takımdan ayrılmasına ve başta Alex ve Stoch'un bile ilk onbir de yerinin garanti olmadığını artık iyice anlamalarını bağlayabiliriz.

Fenerbahçe nin elbette daha iyi olmasında Guiza gibi katkısı son derece sınırlı ancak potansiyeli yüksek bir oyuncunun kullanılamaması büyük etken olarak gözüküyor. Fenerbahçe orta sahası ne zaman topu verimli bir biçimde dağıtıp hızlı hücumcuları ile beşiktaş 'ın dörtlü defans bloğuna yüklendiğinde pozisyon yarattı.

Aslında bu noktada Schuster'i de anlamak zor. Kariyerine elbette saygı duymak gerekli. Ancak neden ısrarla bu takıma Ferrari'yi dahil etmeye çalışıyor ? Uzun zamandır formsuzluğu bilinen ve oynamayan bir oyuncuya forma vermek büyük risk. Üstelik Beşiktaş' ta yine sakatlıktan çıkan Ekrem dağ bile bir anda kendini kadro da bulabiliyor. Beşiktaş'ın kadrosunu verimli kullanabilmek Holosko gibi bir oyuncunun gönderilmesi gibi bir hata yapılmasına rağmen çok da zor değil.

Çünkü bu gün Türkiye Liglerinin tartışmasız en yetenekli orta saha oyuncuları Beşiktaş ta forma giyiyor. Ama Ernst'in sürekliliğini sağlayamazsan, Aurelio'ya daha fazla sorumluluk vermezsen İleri uçta fırsatlar dan yararlanamazsan ister istemez mağlup olursun.

Fenerbahçe bu galibiyet ile takım olma yolunda hakikaten önemli bir adım attı. Zaten son zamanlar da hem saha içi idmanlarının neşesi hem de saha dışında yaşanan olumlu hava bu sinyalleri veriyordu. Takımın bundan sonra kalan haftalarda istemediği sonuçlar almaması için özellikle kaleci Volkan'a çok büyük iş düşüyor. Zira şampiyonluk yolunda Hem Trabzonspor 'un iştahı hemde Bursaspor'un süprizleri seven yanı Sarı lacivertli ekibi oldukça zorlayacaktır.

Bir parantez de Gaziantepspor, Karabükspor ve Manisaspor takımlarına açmak lazım. Bu 3 takım da inanılmaz bir futbol sergiliyorlar. Antep takımında İsmael Sosa'nın kendini bulması, İvelin Popov gibi önemli bir futbolcunun forvet hattına kattığı zenginlik ve orta sahaya alınan Wagner gibi yaratıcı bir oyuncunun varlığı tüm takıma hem güven hem de istikrar getirmiş durumda. Üstelik öyle bir kalecileri var ki. Tartışmasız Litvanyalı şu an ligin en iyi eldiveni. Aslında Jose Couceiro döneminde izlenmeye başlanan Karcemarkas transferinde klübün ne kadar ısrarcı olduğunu hepimiz görmüştük. Tam isabet...

Ve Karabükspor... Orta sahada Cernat gibi bir virtüözün sakatlığına rağmen yılmadılar. Emenike' yi yine şansız bir sakatlıktan sonra kaybettiler.Yılmadılar... Bu takım öylesine mücadeleci ve centilmen bir futbol oynuyor ki izleyip te hayran olmamak mümkün değil. Forvet hattında Denizlispor da attığı son dakika golleri ile ünlenen ceza sahasında bitirici ve fırsatçı olduğunu defalarca ispat eden Angelov dan daha fazla yararlanmaları mutlaka gerekli.

Vestel Manisaspor ise aynı tempo da maçlarına devam ediyorlar. Göze hoş gelen futbol anlayışları, modern futbolun gerektiği bütün olgulara sahip. Forvet hattında ki çok yönlülük, Orta sahada genç oyuncularinin çabası Joshua Simpson gibi yetenekli ve iyi bir oyuncu ile birleşince ortaya güzel bir lezzet çıkıyor.

Herhalde Angola'lı Manucho dan daha önce Makakula'nın bu takımda olduğu, daha fazla forma giymesi halinde daha verimli olabileceği unutulmamalı. Süper ligin pek çok takımın da bu 2 oyuncu gibi güçlü, atletik santraforlar maalesef mevcut değil. Üstelik takımın forvet hattında yaşadığı derinlik defanstan gelen Kalabane ve Dixon da duran toplar da ortaya çıkması ile daha da büyüyor. Son olarak bu 3 takımı keyifle izlemek lazım diyorum.