27 Kasım 2012 Salı

Basketbol maçlarını özlemişim...

Basketbol maçlarını çok severim.O gün de Fenerbahçe,telekom maçını duyunca hiç kaçırmadım.Fenerbahçe gerçekten çok ama çok iyi bir kadro kurmuş durumda.Zaten bunu da maça yansıttılar.Telekom ise eski gücünden çok şey kaybetmiş durumda.Yine de basketbol,basketboldur..zevkliydi.Telekom yabancı oyuncuları ile dirense de oldukça farklı bir sonuç aldı.
Ülker Sport Arena ise gerçekten muhteşem bir salon.Anadolu yakasında böyle bir tesisin olması çok sevindirici.Ataşehir gerçekten şu an inanılmaz gelişti .O bölge de zaman zaman dolaşmayı seviyorum.Palladium,Optimum ve pek çok alışveriş merkezinin yanısıra farklı güzel mekanlar da var.

Güzel Bir Gece ve...

Belki bilmeyenleriniz vardır..ama uzunca bir süredir dans ediyorum.Tango ile başladım ve sonrasında latin dansları.
aslında şimdiye kadar buna hiç değinmedim ama en azından herkesin dans etmesini tavsiye edeceğim küçük bir post hazırlamak istedim.O gün güzel bir stand up gösterisine klüp ten arkadaşlarla birlikte gittik.Hayatı salsalayan adamdı ismi..Oldukça keyifliydi. Sonrasında Murphys te güzel bir dans gecesine katıldım.Murphys eski halinden biraz farklı idi.Restoran bölümü kapatılmış ve mekan eskiye nazaran biraz soğuk.Ama o gün gerçekten eğlence süperdi.Aslında mekanları da eğlenceli kılan güzel kalabalıklar.O gün gerçekten böyle bir atmosfer vardı. Dans ederken dansın hayatıma ne kadar çok şey kattığını bir kez daha anladım.

18 Kasım 2012 Pazar

Bir J.Lo Geçti İstanbuldan...

Bu hafta sonu biraz hareketli geçti.Hafta sonu ilk gün J.Lo Konserinde idim.BiletiM bATI kapısından idi.Salona ilk geldiğimde dikkatimi çeken salon dışında fazla bir kalabalığın olmayışı idi.Herhalde konser boş geçicek derken ( daha önceki konserlerini düşünerek ) kapıya doğru yola koyuldum.Bilette yazan nottan ötürü yanıma fotoğraf makinesi almamıştım.Yasak deniyordu.Makineyi de kaptırmak istemiyordum.Ancak içeri girerken aramanın zayıflığı dikkatimi çekti.Ülker Sports arena' nın içine daldığımda hediyelik eşya standları ilgimi çekti.Kolyeler,Tsirtler..oldukça renkli idi.Stand görevlisi ile sohpet ederken süper geçicek bu konser,ben çok eğlendim dedi. Biletimin bulunduğu yere çıktığımda ise acaip bir ses duydum.Sanırım J.lo sahnede dedim içimden ve içeriye girdim.Aman allahım o ne kalabalık.Neredeyse tek boş yer yoktu.Bir kere ben bu kadını sevdim.43 yaşında ama o kadar enerjik ki..Neredeyse dansçıları ile birlikte bir saniye oturmadı.Bir insan bu kadar mı profesyonel olabilir.Hemen hemen tüm şarkılarını söyledi.Get on the floor ve Lets get loud da salon adeta yıkıldı. Bir de tek bir el hareketi ile salona her istediğini yaptırabildi.Böylesine bir enerjiye kim sahip olmak istemez.Ve sahne de gerçekten çok mütevazi çok sıcak..Latinlere özgümü bilemem ama gerçekten bana yansıttı bunu.. Türkiye yi çok sevdiğinden bahsetti ve pek çok kez teşekkür etti.Sahneye de bizim seyirciler şapka hatta küpe bile attılar.J.lo da bu jestten çok etkilendi ve kulağına götürdü.Finalde ise artık elinde türk bayrağını omuzuna sarmış biçimde sahneyi terketti.konser bittiğinde söylediğim tek şey vardı.
vay be ne geceydi ama ...Seni sevdik J.lo..

12 Kasım 2012 Pazartesi

Otomobil fuarlarını çok seviyorum

Kalabalık,capcanlı..İnsanlar yeni bir şeyler görmenin heyecanı içerisinde.Her türlü marka var..Her sene olduğu gibi bu fuarlara gitmek te benim için bir klasik oldu.Bu sefer atladım,üşenmedim ve gittim.Öncelikle söylemek gerekir ki Tüyap İstanbul Anadolu yakasına oldukça uzak bir nokta da.Metrobüsle gitseniz bile bu yolculuk sizin için hiç te kısa olmayacak .Nitekim benim içinde öyle oldu.Ancak bu güzellikleri ve canlılığı görmek için değerdi değdi de.Fuarı gezdiğim ilk anlarda geçen senelerden bir fark göremesem de bu sene hem markaların daha fazla özen göstermesi hem de tasarım araçların fazlalığı bu görüşümü değiştirdi.O kadar modeli görmek doğrusunu isterseniz beni keyiflendirdi.Dönüşte ise Tüyap ' ın uygulamaya koyduğu servisle çok rahatça evime dönebildim.Doğrusunu isterseniz yurtdışında da bu fuarlara gitmek istiyorum.Ancak bizim fuarında emsallerinden aşağı kalır bir yanı yok..Keyifli zaman geçirmek,bol bol benim gibi alışveriş yapmak ve gezmek için seneye mutlaka gidin derim..:))

8 Kasım 2012 Perşembe

Gezdim,Gördüm...

Bu sefer de mekanist gezgin guru grubu ile bir araya geldik.Ben aslında ne zamandır bu arkadaşları ekiyordum..Tabiki istemeden.Ancak bu sefer bir araya geldik ve keyifli bir sohpet gerçekleştirdik.Tabiki güzelim yemekler de cabası.Ve restaurant palladium'un en keyifli restoranlarından.
Çok şık bir mekan.Lezzetleri de bir o kadar müstesna..Ben mantarlı bonfile ,tiramisu ve ve aperatif bir şeyler tattım.Özellikle sunumu ve görselliği ile tiramisu bir hayli başarılı idi.Yeniden bu arkadaşlar ile bir araya geleceğim günü şimdiden merak etmeye başladım..:)

29 Ekim 2012 Pazartesi

Gidip Dokunmalısınız..

Yunanistan aslında bize yakın olduğu kadar uzak görünen bir ülke…Oysaki sokaklarında dolaşarak ne kadar aynı dünyanın insanları olduğumuzu kolaylıkla anlamak mümkün..Hiç ege ‘nin 2 yakasının çocukları küs kalabilir mi..? Sokaklarında ihtiyarların çınar ağaçlarının altında dinlendiği kahvehaneleri,ellerinde tespih sallayan ihtiyarları,büfelerinde kesilen dönerleri,dolaplarında saklı boy boy rakı (uzo ) ları ile ne kadar aslında birbirimize benziyoruz. Çok ilginçtir ki bir sürü Yunanlı Türkçe bilmekte.Oysaki biz onların diline ait hiçbir şey bilmiyoruz.Sınır kapısından içeri girdiğimiz de bir çok türk köyü görebiliyoruz.Camileri ve eski evleri ile ne şirin duruyorlar hiç bozulmamış bitki örtüsünün arasında.Yunanistan da tarım inanılmaz derecede gelişmiş ve doğa ya sahip çıkma konusunda bizlere gerçekten ders veriyorlar.Her yer yeşile boyanmış bu ülke de.. İlk durağımız Kavala.. Minik bir Montecarlo gibi bu şehir.Deniz ürünlerinin hemen hemen hepsini tadabiliyorsunuz.Özellikle meydan ‘ ın hemen sağında bulunan 2 restoran menü açısından çok zengin.Ahtapot,kalamar, ve hamsi tavayı denemelisiniz.Özellikle akşam vakitlerinde inanılmaz kalabalık.Tabiki bir çok türk mezesi ile zenginleştirebilirsiniz sofranızı.Kavala da Galaxy otel ise 4 yıldızlı olmasına rağmen inanılmaz bir şehir silüeti sunuyor.Şehir ayaklarınızın altında,hizmet dört dörtlük.. Drama ise Kavala nın biraz dışında. Yunanistan ‘ ın tarihi şehirlerinden.Şehir tıpkı alaçatı veya ayvalık tadı veriyor...Ama tabiki yeşilin ,tarihi yapıların, küçük dükkanların ve cafelerin yoğun olduğu bir şehir.Yunanlılar türk kahvemize greek coffee diyorlar. Nispeten yapmakta da başarılılar.Burada bir çok noktada tadabilirsiniz.Ayrıca şehrin her yanında tarihi çeşmeler mevcut.Şehir de trafikte korna çalmak adeta yasak.Kimse araba kullanırken korna ya elini götürmüyor. Tabiki dikkatliler ve ihtiyaçta olmuyor. Selanik ise gerçekten silüeti etkileyici bir şehir. Aristoteles meydanı kentin en büyük meydanı. Hemen yanındaki beş yıldızlı Electra hotel her zaman tavsiye edilebilir.Odaları şık, yemekleri, servisi ve hizmeti kaliteli bir otel.Hemen önündeki pastane ise zaman geçirmek ideal. Şehir de gece hayatı ve özellikle akşam saatlerinde sahil kenarında adeta tıka basa dolan bir çok cafe var. Çok düzenli, temiz ve yoğun alışverişler yaşanan bir şehir.Ara sokakları Nişantaşı ve maçla sokaklarına benzemekte. Yemek içinse Tgi Fridays ve benzeri restoranlar sıralanmış durumda. Hizmet çok iyi. Fajita ve diğer tavuk lezzetleri her zaman yenebilir. Bunun haricinde balık restoranları da çok kaliteli. Tabiki Mustafa Kemal Atatürk ‘ ün evi. Elçiliğimizin hemen yanında.Oraya gidipte mutlu olmamak elde değil. Bu büyük insanın yaşadığı yerlerde dolaşmak çok hoş..Kısacası onun doğduğu topraklarda köklerimin olması beni mutlu ediyor. Kısacası Yunanistan adeta bizden birilerinin yaşadığı bir ülke gibi..Sıcak canayakın ve içten.. Gidip Dokunmalısınız.. Oğuz akdeniz
http://zoomlabakalim.blogspot.com/

21 Ekim 2012 Pazar

BİZ DÜNYANIN EN İYİ TAKIMIYIZ DEMEK İSTERİM...

Milli takım hepimizin takımı.Tabiki herkes başarılı olmasını ister.Ancak şu aşamada bu çok zor.Bir kere bu kadro da sonuçlar değişmese de hiç bir değişim yaşanmıyor.Kalecimiz aynı golleri yemeye devam ediyor ama hep kalede..Kendi takımında da ulusal takımda da yükü hep o çekti.Kolay mı ? zor... Defansımız aynı açıkları veriyor ama hep aynı 4 lü...Forvetimiz ise gol atmayı bırakın arada bir değişirken arada bir de kaleyi buluyor. Demek ki orta da bir uyumsuzluk var.. Ben milli takımın uluslararası maç eksiği olduğunu düşünüyorum.Bir hikaye anlatıyım.Eskiden bir mahalle takımımız vardı.Hani mahallenin en iyi futbol oynayanlarının içine girmek içinde mücadele ettiği takımlardan.Mutlaka sizinde anılarınızda bir mahalle takımınız vardır.Bu takımla biz her hafta komşu mahalle ile maç yapar genelde kaybederdik .ancak maç yapmayı bırakmadık ve yenmesini öğrendik.Zamanla kaybetmemeyi de.. Ne Romanya ne Macaristan dünya ölçeğinde esamesi okunmayan takımlar.Alın bakın Hollanda Romanya ile nasıl bir maç yaptı ,İzleyin... Şuna da bakmak gerekli..Gerek Romanya Gerekse Macaristan takımlarının oyuncularının mücadele ve takımdaşlıklarına bakmak gerekli teknik kapasiteden çok. Her zaman söylenir. Başarıya doymuş,beklentisi kalmamış,ve maddi açıdan istediği herşeyi elde etmiş oyuncular ile bir yere kadar gidersiniz derler.Ben bu görüşün gerçek olmadığına inanırım, ya da inanmak isterim...Çünkü Milli takım farklı bir kulvardır.. Teknik açıdan futbolcularımızın dünyanın en yetenekli oyuncularından olduğu görüşüne katılırım.Ama eksiğimiz dünyanın en yetenekli futbolcularının yaptığı idmanları yapmamak,onların futbola baktığı gibi bakmamak ve onların futbolla yaşadığı gibi yaşamamak. Abdullah Avcı nın işi çok zor. Artık gurbetçi ya da kendi liglerimizde oynamış olsun yeni yüzler bulmak zorunda. http://zoomlabakalim.blogspot.com/

5 Ekim 2012 Cuma

türvak notları...

Türvak sinema müzesi..Türkiyenin ilk sinema müzesi..İçerisinde bu sanata emek verenlerin onore edildiği herşey var..Gereken ilgiyi görmese de mutlaka ziyaret edilmeli..Ve o bölge İstanbul'un bütün gizli kalmış lezzetlerini saklıyor..Biraz aşağı inin o yokuştan hele..Cezayir sokağı ve Orhan Pam
uk' un romanından müzeye dönüştürülen Masumiyet müzesi hemen karşınızda..Bence gezin görün,yaşayın...

Alkışlar Senin İçin Alex...

Brezilya Milli takımını izlerken fazla dikkat çekmeyen ama faydalı futbolu ile pek çok kişinin açıklarını kapatan bir adamdı.Sert şutları ile bize karşı da golünü atmış değişik bir futbol karakteri idi Alex..Sonrasında onun helikopterler ile televizyondan canlı yayınlanan transfer hikayesini izlediğimde de açıkçası şaşırmış ve sevinmiştim.Dünya kulübü olma yolunda adım atan bir klübün şu ana kadar yapmış olduğu en önemli transferlerden biriydi o... Şimdiye kadar kırılmadık rekor bırakmadı desek yeridir.Kimi zaman koşmuyor dendi,yürüyor dendi.Bu eleştiriyi yapanların unuttukları nokta şu idi..Elbette günümüz futbolu koşu ve mücadele üzerine kurulu.Ancak bazı oyuncular tekniği ve oyun zekası ile bunu aşabiliyorlar.Böyle bir oyuncu idi Souza..Liderdi. Pek çok maçını izledim.Sahada 90 dakika kalan ve Joker gibi her yerde özveri ile oynayan bir oyuncudan başka bir şey göremedim.
Antrenörü ile arası kötü olabilir.Hatalar da yapmış olabilir.Belki yabancı bir futbolcu olarak 8 sene kalarak hepimizi şaşırttığı Türkiye liginde avrupalı futbolcuların fikrini sosyal medya aracılığı ile ifade etme özgürlüğünü de fazlasıyla kullanmış olabilir.Ancak bu şekilde değil,binlerce taraftarın içinde ,onu Alex yapan Fenerbahçesinin stadında veda etmeliydi .Her takım maç kaybedebilir.Her takım efsane olmuş oyuncuları ile bile yollarını ayırabilir.Ama bunun usulü ve şekli ,zamanı bir çok şeyi etkiler. Böyle bir veda olmamalıydı.Ama hakettiği sevgiyi ,saygıyı her zaman futbolseverlerden ve fenerbahçelilerden gördüğüne ve göreceğine emin olarak uçağına binecek. Ülke futboluna ,Ülke sporuna hatta Fair play dışı hiç bir davranışını göremediğim için de örnek sporcu olarak verdiği emek kolay unutulacak türden değil... Yine Bekleriz Kaptan...

Fenerbahçe ' den yansıyanlar...

Fenerbahçe ; Nedense bu günlerde herkesin dilinde..Aslında geçen sezondan beri bu böyle… Ben Fenerbahçe ‘ nin iyi bir kadro kurduğuna ve yaratılan suni sorunlara rağmen hepsini aşarak iyi yerlere geleceğini düşünenlerdenim.Takımı Trabzonspor karşısında izledim.Trabzonspor uzun zamandır ilk kez böylesine etkili oynadı diyebiliriz.Defansta Sol Bamba ,Emerson uyumu kendini göstermiş. Orta sahada ise Sapara ayağına gelen bir çok topu olumlu kullandı.Evet Fenerbahçe arzu edilen futbolunu sahaya yansıtamıyor.Ancak bu takıma Krasiç ‘ in iyice adapte olması,Meireles ‘ in orta dörtlünün hemen arkasında ki yerini kavraması takıma mutlaka olumlu yansıyacaktır. Trabzonspor maçında görüldü ki bu takım mutlaka Moussa Sow ‘ un yanına etkili bir forvet koyabilmeli.Bu Bienvenue olabilir,Semih olabilir..Ama her kim olursa olsun bu adam ilerde yalnız bırakılmamalı.Geçen senelerde Fenerbahçe ‘ nin sol kanadında Ziegler ile işleyen düzene bu sene Stoch katkı sunmaya çalışıyor.2 sinin katkıları elbette çok farklı.Stoch kanatlardan hücuma rahat akan ama bunu değerlendirme yüzdesi Ziegler den daha düşük bir oyuncu. Kuyt ve Krasiç in yokluğunda alınan sonuç çok ta tesadüf sayılmamalı… Trabzonspor ‘ un baskılı ve arzulu futbolu ile karşılaşan Fenerbahçe orta sahası eline geçen kontraatak fırsatlarını iyi kullanamadı.Ayağına top değen Her Trabzonspor ‘lunun çevresinde top paylaşımı yapabileceği bir renkdaşı vardı.Sonuçta Aykut Hoca için farklı sesler de gelse alınan skor tatmin edici olmasa da sezonun başı olduğu düşünüldüğünde henüz yeterli kredinin olduğunu ve kolay azalmayacağını düşünüyorum. http://zoomlabakalim.blogspot.com/ https://twitter.com/AkdeniZZZZzzzz

1 Ekim 2012 Pazartesi

Manchester dan bir Galatasaray Geçti...

Galatasaray ‘ ın iyi oynacağını hatta süpriz bir sonuç bile alabileceğini yazmıştık.Bu konuda yanılmadık.Galatasaray gerçekten zorlu Oldtrafford deplasmanında kora kor oynadı.Öncelikli olarak Cris’ in yokluğunda Danny gerçekten bu lige yakışır bir stoper olduğunu gösterdi.Muslera ise şampiyonlar ligi seviyesinin bile üzerinde bir kaleci.Manchester elbette zorlu bir takım.Kendi sahalarında son zamanlarda pek parlak skorlar almasalar da bütçeleri ve kadro yapıları itibarı ile temsilcimizden kağıt üzerinde üstündüler.Ancak solda Amrabat sağ da Hamit ‘ in bindirmeleri orta alanda ise Melo ve Selçuk’ un teknik ve güç katkıları ile oyunu ele alacağını düşünen Terim planın doğruluğuna rağmen oyuncularından gerekli katkıyı alamadı.Bu noktada Bir tek Hamit tecrübesi ile ark yarattı. Amrabat ve Hamit nispeten iyi olsa da mücadele haricinde Selçuk ve Melo gününde değillerdi.Hakem ‘ in de gerçekten kötü düdükler çalması ve lehimize oluşan penaltıyı görmezden gelmesi motivasyonumuzu azalttı.Buna rağmen rakibe boş alan bırakmayan,savunmada kontrollü adam paylaşımı yapan ve defanstan soğukkanlı çıkmaya çalışan bir Galatasaray vardı Oldtrafford da.. Eğer ki biraz daha hücum hattında gerekli presi yapabilsek biraz da oyuncularımız orta alanda topla oynadıkları kadar topla oynamayıp topla oynatmayı düşünse idiler skor kesinlikle farklı olabilirdi.Manchester hızlı tes pas oynayan bir takım.Golde de bunu hissettirdiler.Kagava ,karrick ve van persie birbirlerini iyi anlayan oyuncular.Rafael ve Valencia da hızlı oldukları kadar korkusuz oyuncular.Sıklıkla Galatasaray defansını ortadan delmeye çalıştılar. Galatasaray ‘ ın öncelikli olarak yapması gereken şey adam kaçırmamaktı.Gol hariç bunda da başarılı oldular.Bu maçta United oldukça zorlandı.Hatta 10 kişi ile defans yaptıklarını görünce bir ara deplasmanda oynadıklarını düşündüm.Galatasaray umut verdi.Büyük takım olduğunu ispatladı.En önemlisi Avrupa da bir geçmişi olduğunu unutanlara yeniden hatırlattı. http://zoomlabakalim.blogspot.com/

15 Eylül 2012 Cumartesi

Galatasaray ' ı iyi izleyin..

Galatasaray ligde lider.Şu an için Mancherster karşılaşmasına hazırlar diyebiliriz. Gerçekten iyi takım kurdular.Manchester karşısında yıllar öncesinde kubilay türkyılmaz lı kadro ile alınan zaferin bir benzerini yaşatabilirler.Muslera formsuz diyorlar ama böyle enternasyonel kaleciler için bu tür form düşüklükleri geçicidir. Defansa yapılan Cris takviyesi aslında yerinde.Beklemekte fayda var. Bonservissiz alınan bir çok şampiyonlar ligi maçı yapmış kalburüstü bir adam.Özellikle genç Semih ‘ e birinci ağızdan yardımcı olacak. Muslera ile aynı dili konuşuyor olması avantaj.Burda Ujfaluji de oynasaydı hakikate kaymaklı ekmek kadayıfı olurdu takım. Manchester aslında kendi sahasında performans gösteren bir takım.Rakip sahada önce beraberliğe oynuyorlar.Bu takımı yenmenin en kolay yolu,iyi pas dağıtıp rakibi yormak ve rakibin koşu yollarını darakltmak.Çünkü tipik ingiliz futbolunda bilindiği gibi kanatlardan yükleniyorlar. Burada stoperlerimize en çok iş düşer. Galatasaray bu sene de gerçekten turnayı gözünden vurdu. Umut şu an için neredeyse 2 kişilik oynuyor. Her yerde o var desek yerinde..Elmander ile gerçekten iyi bir ikili olacaklar.Galatasaray eğer orta saha da o her zamanki yardımlaşmalı kolektif futbolunu oynayabilirse manchester ‘ ın çakılı defansında gedikler bulabilir. Ben Galatasaray ‘ ın kaybetse bile güzel bir futbol oynayacağına eminim.Beraberlik veya olası bir galibiyette süpriz olmayacak. Alex Ferguson şimdiden önlem almaya başlamıştır ama bu kez biraz zorlanacak. http://zoomlabakalim.blogspot.com/ https://twitter.com/AkdeniZZZZzzzz

bekleyelim görelim...

Türkiyenin Dünyada ses getiren ve başarılı olması muhtemel 10 girişimi açıklandı.Bu girişimlerin çoğu, biri hariç alışveriş siteleri. Aslında bu alanda elbette ki girişimlerin olması, dünyada e-bay, strawberry, amazon gibi sitelerin sağladığı başarı gözönüne alınırsa normal ve önemli bir durum. Ancak ülkemizde internet sektöründe pazarlama harici başka oluşumlara da göz kırpmakta fayda var. Benim bir diğer dikkatimi çeken konu da bu alışveriş sitelerinin diğer şirketlerden hem sosyal medyayı hem de pazarlama tekniklerini çok iyi kullanmaları. Sık sık müşterilerini cazip internet yarışmalarına çekerek hem katılımı sağlıyorlar hem de müşteri ile aralarında müşterinin çoğu zaman emeğini de bu işe katarak farketmeyecekleri bir gönül bağı kuruyorlar. Kabul etmek gerekli artık hem facebook, hem twitter basit birer eğlence platformu olmaktan çıkıp, bilginin paylaşıldığı ve farklı görüşlerin bir arada dillendirildiği mecralar oldu. Buna şimdilerde ask fm ve Lookbook gibi bulundukları alanı özelleştiren ve ilgide kendini kategorize eden platformlar eklendi. Örneğin Look platformunda türk kullanıcı sayısı son derece azken, avrupalı kullanıcılar bu alanda rekor kırmış durumda. Bence biraz da sosyal medyanın farklı yönlerine bakıp insanların kendilerini daha iyi ifade ettikleri alanlara kaymakta lazım. Bu alanda özellikle görsel alanda moda veya benzeri dallarda kendisini gösterme ihtiyacı duyan herkes bu tip platformlara bakabilmeli.. Blog dünyasında ise herşey iyiye gidiyor. Yakın bir zamanda Türkiye'nin ilk blog dergisininde kurulacağını buradan ifade edelim. Şu an için tanıtım ve hazırlık safhaları devam etmekte. Türkiye'de belki de sosyal medya alanında en sevindirici gelişme bloglara olan artan ilgi. Bu anlamda hepimiz paylaşmayı ve kendimizi bir anlamda aynı ilgilere sahip diğer insanlarla bir paylaşım içerisine girmek istiyoruz. Bu alanda Türkiye özellikle 1-2 sene içerisinde dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi olacak.. Bekleyelim,görelim.. http://zoomlabakalim.blogspot.com/

6 Eylül 2012 Perşembe

Fenerbahçe de Kuyt Olmasa Ne olur..?

Bizim Milli takımların klasik sorunudur. Bir şeye güzel başlayıp sonunu getirememek.İtalya maçında da aynen böyle oldu.Eksiklerimize rağmen aslında iyi bir takımız.Göksenin ‘İlkan gibi oyuncular takıma atletizm ve dinamiklik katmış.Ancak coach tanjevic her zamanki gibi takımı tanımaktan uzak.İlk yarı da hatta ikinci yarının ortalarına kadar iyi mücadele eden takımı guardsız bırakarak temposunu düşürdü.Ender oyuna girdikten sonra hatalı şut seçimleri yapıp içerde uzunlarımızı kullanmaktan vazgeçince italyanların ekmeğine yağ sürdük.İtalyanlar özellikle galinari ile çok zorladılar.Bir çok kez üçüncü dördüncü şanslardan sayı buldular. Anladık ki bu milli takımda hem bi kan değişikliği gerek hem de daha ciddi gözlemler şart.. Dikkatinizi çekiyor mu bilmem..Bursaspor ; Twente takımını yendi.Goller Batalla ve Sestak tan geldi.Fenerbahçe ‘ nin tek sayısı Kuyt tan geldi.Yerli oyuncularımızdan özellikle avupa kupası maçlarında gol adına hiç bir pozitif çaba gelmiyor.Bütün gollerimizi yine aynı kültürün aynı futbol anlayışının insanları atıyor.Eskiden Tanju çolak ,sonrasında Hakan şükür ile devam eden ve özellikle bu oyuncuların üzerine yüklenen gol sorumluluğu tamamen yabancı oyuncuların omuzlarında. Zaten milli takımımıın da hali ortada..Arda ve belki biraz da Burak dışında gole yakın hatta yatkın oyuncumuz yok.Moussa Sow,Elmander,Baros gibi oyunculara yatırım yaparken neyi es geçtiğimizi düşünüyormusunuz acaba..? Biz kaleci yetiştirmekten uzak bir ülkeyiz ama artık forvette çıkaramıyoruz. Sanırım bu gidişle özellikle futbol piyasasında bu yanlış metodlar ile daha çok yabancı oyunculara muhtaç kalırız..Bir gün bakmışız ki 11 yabancı ile sahaya çıkıyor takımlarımız..