28 Ocak 2011 Cuma

Takım olmanın dayanılmaz hafifliği...

Ligimizin ilk yarısı oldukça çekişmeli geçen bir yarım sezonun ardından sona erdi. İlk yarının genel anlamda tablosuna bakarsak Fenerbahçe nin pek te sürpriz sayılmıyacak şekilde 1. lik basamağını elde ettiğini görüyoruz. Fenerbahçe bu başarıya elbette Aydın Örs gibi yıllarca türk basketboluna hizmet eden ve büyük başarılar kazanan bir ismi basketbol şubesinin başına getirmek ve antrenör seçiminde Newan Spahija gibi disiplinli, felsefesi olan bir çalıştırıcıyı seçmekle yakaladı.

İlk yarıda Fenerbahçe Ömer Onan’ın saha içerisinde ki kendini aşan performansı, Kinsey’in oyun sıkıştığı anlardaki yaratıcılığı Mirsat ın ribaundlar da ki etkinliği ve Ukiç oyun kurucu pozisyonunda ki güçlü oyunuyla hakettiği sonuçlar aldı. İlk yarı boyunca belki eğer Lynn Greer dan daha fazla katkı alınsaydı ve Lavrinoviç biraz daha sorumluluk alabilseydi çok daha büyük bir galibiyet yüzdesi yakalanabilirdi.

2. sırada ise uyumun arkadaşlığın ve büyük takım olabilmenin büyük bütçeler ile sınırlı olmadığını gösteren harika bir örnek görüyoruz.

Banvit Orhun Ene'nin antrenörlüğünde oyuncularını maksimum kullanıp, mücadele, taktiksel zenginlik ve seyirci faktörü ile takımı bütünleştirip oldukça iyi bir çıkış yakaladı. Takım pota altında Lance Williams ve Chuck Davis gibi 2 önemli pota altı oyuncusuna emanet bir biçimde arka alanda Barış Ermiş Mutlu Akpınar ve Keith Simmons üçlüsünün katkıları ile bir çok önemli galbiyet aldı.

Elbette ki takım Goluboviç gibi güçlü ve çember altında mücadele etmekten yılmayan bir oyuncunun katılımı ile daha da güçlendi. Banvit in sınırlı imkanlar ile başardıklarına şapka çıkarmamak çok zor. Banvit in hemen ardından ise Galatasaray ı görüyoruz. Basketbol şubesine diğer büyük takımlar kadar kaynak aktarmasalar da Oktay Mahmudi gibi deneyimli bir Coach'a sahipler.


Seyircinin sevgilisi Rancik skor yükünü çekiyor. Ayrıca Shumpert takımın dış atışlarda ki en önemli silahı... Çember altında Andriç ve Tutku ile zengin bir ilk 5 e sahipler. Ayrıca hızlı oyunda tutkunun yaratıcılığı ve performansı ile ligin en dikkat edilmesi gereken takımlarından biri oldular. Bravo Galatasaray.

Bu sene pek çok takım da ligimizde beklemediği sonuçlar aldı. Aslında taşıma su ile değirmen dönmeyeceğini halen anlayamayan Efes pilsen de o takımlardan biri. Perasoviç in sezon boyunca Cenk akyol ve Ender Arslan gibi 2 önemli silahı kullanmayışı, Vujçiç takıma gereken katkıyı istikrarlı bir biçimde verememesi guard pozisyonunda oyunun sürekli Tunceri'nin üzerine yıkılması ve Türk vatandaşlığına geçen ligimizin halen hatırı sayılır pivotlarından Erwin Dudley in benche mahkum olması bu sıralamayı doğurdu diyebiliriz. Perasoviç e belli ki Türkiye liginin atmosferi yeterince anlatılmadı. Oysaki Efes Pilsen her türlü İmkansızlığa ve ihtimale rağmen kadro açısından ilk 2 nin içerisinde olmalıydı.

Keza Türk Telekom da beklediğini bulamayan takımlardan. Bir çok yabancı oyuncu getirip, Ankarayı gezdirip gönderdiler. Faruk Akagün ile sezon ortasında yollarını ayırmaları bir yana ellerinde ki mevcut yabancı oyunculardan bir türlü beklediklerini alamadılar. Çünkü Beciroviç haricinde bu yabancıların hiç biri Telekom’un hedefleri ile örtüsmüyordu. İlk yarının sonlarına doğru takıma katılan yine eski bir Telekom'lu olan Jan jagla isabetli bir transfer oldu. Zaten Jagla İspanya ve Alman Milli Takımında ki deneyimleri ve gücü ile çember altında her zaman Telekom takımının işine yarayabilir. Harcadıkları bütçe ye göre konuşursak şu an ilk 10 un içerisine zorlukla girebilmeleri belki de ligimizin ilk yarısının en sürpriz neticesi...

Bu sene ilk 3 sıralamada ki takımlar haricinde Antalya Belediye, Olin Edirne ve Pınar Karşıyaka sergiledikleri oyun ve mücadele güçleri ile ligimize renk kattılar. O yüzden bu 3 takıma ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Karşıyaka da Holston'ın geçen seneden beri takımı tanıması, Furkan , Eldridge gibi oyuncuların verdiği katkı İzmir takımına haklı bir beşincilik getirdi. Olin Edirne ise sınırlı ve mütevazi bütçesi ile harika sonuçlar aldı. Sonuç olarak 2 yarı ilk yarıdan çok daha zorlu geçecek. İlk yarının istikrarsız takımları bu sıralamayı görüp daha çok düşünmeliler. 2. yarı için erken konuşmak zor ancak Şampiyonluk yolunda daha çok sular akacağı kesin…