18 Kasım 2012 Pazar
Bir J.Lo Geçti İstanbuldan...
Bu hafta sonu biraz hareketli geçti.Hafta sonu ilk gün J.Lo Konserinde idim.BiletiM bATI kapısından idi.Salona ilk geldiğimde dikkatimi çeken salon dışında fazla bir kalabalığın olmayışı idi.Herhalde konser boş geçicek derken ( daha önceki konserlerini düşünerek ) kapıya doğru yola koyuldum.Bilette yazan nottan ötürü yanıma fotoğraf makinesi almamıştım.Yasak deniyordu.Makineyi de kaptırmak istemiyordum.Ancak içeri girerken aramanın zayıflığı dikkatimi çekti.Ülker Sports arena' nın içine daldığımda hediyelik eşya standları ilgimi çekti.Kolyeler,Tsirtler..oldukça renkli idi.Stand görevlisi ile sohpet ederken süper geçicek bu konser,ben çok eğlendim dedi.
Biletimin bulunduğu yere çıktığımda ise acaip bir ses duydum.Sanırım J.lo sahnede dedim içimden ve içeriye girdim.Aman allahım o ne kalabalık.Neredeyse tek boş yer yoktu.Bir kere ben bu kadını sevdim.43 yaşında ama o kadar enerjik ki..Neredeyse dansçıları ile birlikte bir saniye oturmadı.Bir insan bu kadar mı profesyonel olabilir.Hemen hemen tüm şarkılarını söyledi.Get on the floor ve Lets get loud da salon adeta yıkıldı. Bir de tek bir el hareketi ile salona her istediğini yaptırabildi.Böylesine bir enerjiye kim sahip olmak istemez.Ve sahne de gerçekten çok mütevazi çok sıcak..Latinlere özgümü bilemem ama gerçekten bana yansıttı bunu..
Türkiye yi çok sevdiğinden bahsetti ve pek çok kez teşekkür etti.Sahneye de bizim seyirciler şapka hatta küpe bile attılar.J.lo da bu jestten çok etkilendi ve kulağına götürdü.Finalde ise artık elinde türk bayrağını omuzuna sarmış biçimde sahneyi terketti.konser bittiğinde söylediğim tek şey vardı.
vay be ne geceydi ama ...Seni sevdik J.lo..
12 Kasım 2012 Pazartesi
Otomobil fuarlarını çok seviyorum
Kalabalık,capcanlı..İnsanlar yeni bir şeyler görmenin heyecanı içerisinde.Her türlü marka var..Her sene olduğu gibi bu fuarlara gitmek te benim için bir klasik oldu.Bu sefer atladım,üşenmedim ve gittim.Öncelikle söylemek gerekir ki Tüyap İstanbul Anadolu yakasına oldukça uzak bir nokta da.Metrobüsle gitseniz bile bu yolculuk sizin için hiç te kısa olmayacak .Nitekim benim içinde öyle oldu.Ancak bu güzellikleri ve canlılığı görmek için değerdi değdi de.Fuarı gezdiğim ilk anlarda geçen senelerden bir fark göremesem de bu sene hem markaların daha fazla özen göstermesi hem de tasarım araçların fazlalığı bu görüşümü değiştirdi.O kadar modeli görmek doğrusunu isterseniz beni keyiflendirdi.Dönüşte ise Tüyap ' ın uygulamaya koyduğu servisle çok rahatça evime dönebildim.Doğrusunu isterseniz yurtdışında da bu fuarlara gitmek istiyorum.Ancak bizim fuarında emsallerinden aşağı kalır bir yanı yok..Keyifli zaman geçirmek,bol bol benim gibi alışveriş yapmak ve gezmek için seneye mutlaka gidin derim..:))
8 Kasım 2012 Perşembe
Gezdim,Gördüm...
Bu sefer de mekanist gezgin guru grubu ile bir araya geldik.Ben aslında ne zamandır bu arkadaşları ekiyordum..Tabiki istemeden.Ancak bu sefer bir araya geldik ve keyifli bir sohpet gerçekleştirdik.Tabiki güzelim yemekler de cabası.Ve restaurant palladium'un en keyifli restoranlarından.
Çok şık bir mekan.Lezzetleri de bir o kadar müstesna..Ben mantarlı bonfile ,tiramisu ve ve aperatif bir şeyler tattım.Özellikle sunumu ve görselliği ile tiramisu bir hayli başarılı idi.Yeniden bu arkadaşlar ile bir araya geleceğim günü şimdiden merak etmeye başladım..:)
29 Ekim 2012 Pazartesi
Gidip Dokunmalısınız..
Yunanistan aslında bize yakın olduğu kadar uzak görünen bir ülke…Oysaki sokaklarında dolaşarak ne kadar aynı dünyanın insanları olduğumuzu kolaylıkla anlamak mümkün..Hiç ege ‘nin 2 yakasının çocukları küs kalabilir mi..? Sokaklarında ihtiyarların çınar ağaçlarının altında dinlendiği kahvehaneleri,ellerinde tespih sallayan ihtiyarları,büfelerinde kesilen dönerleri,dolaplarında saklı boy boy rakı (uzo ) ları ile ne kadar aslında birbirimize benziyoruz. Çok ilginçtir ki bir sürü Yunanlı Türkçe bilmekte.Oysaki biz onların diline ait hiçbir şey bilmiyoruz.Sınır kapısından içeri girdiğimiz de bir çok türk köyü görebiliyoruz.Camileri ve eski evleri ile ne şirin duruyorlar hiç bozulmamış bitki örtüsünün arasında.Yunanistan da tarım inanılmaz derecede gelişmiş ve doğa ya sahip çıkma konusunda bizlere gerçekten ders veriyorlar.Her yer yeşile boyanmış bu ülke de..
İlk durağımız Kavala.. Minik bir Montecarlo gibi bu şehir.Deniz ürünlerinin hemen hemen hepsini tadabiliyorsunuz.Özellikle meydan ‘ ın hemen sağında bulunan 2 restoran menü açısından çok zengin.Ahtapot,kalamar, ve hamsi tavayı denemelisiniz.Özellikle akşam vakitlerinde inanılmaz kalabalık.Tabiki bir çok türk mezesi ile zenginleştirebilirsiniz sofranızı.Kavala da Galaxy otel ise 4 yıldızlı olmasına rağmen inanılmaz bir şehir silüeti sunuyor.Şehir ayaklarınızın altında,hizmet dört dörtlük..
Drama ise Kavala nın biraz dışında. Yunanistan ‘ ın tarihi şehirlerinden.Şehir tıpkı alaçatı veya ayvalık tadı veriyor...Ama tabiki yeşilin ,tarihi yapıların, küçük dükkanların ve cafelerin yoğun olduğu bir şehir.Yunanlılar türk kahvemize greek coffee diyorlar. Nispeten yapmakta da başarılılar.Burada bir çok noktada tadabilirsiniz.Ayrıca şehrin her yanında tarihi çeşmeler mevcut.Şehir de trafikte korna çalmak adeta yasak.Kimse araba kullanırken korna ya elini götürmüyor. Tabiki dikkatliler ve ihtiyaçta olmuyor.
Selanik ise gerçekten silüeti etkileyici bir şehir. Aristoteles meydanı kentin en büyük meydanı. Hemen yanındaki beş yıldızlı Electra hotel her zaman tavsiye edilebilir.Odaları şık, yemekleri, servisi ve hizmeti kaliteli bir otel.Hemen önündeki pastane ise zaman geçirmek ideal. Şehir de gece hayatı ve özellikle akşam saatlerinde sahil kenarında adeta tıka basa dolan bir çok cafe var. Çok düzenli, temiz ve yoğun alışverişler yaşanan bir şehir.Ara sokakları Nişantaşı ve maçla sokaklarına benzemekte.
Yemek içinse Tgi Fridays ve benzeri restoranlar sıralanmış durumda. Hizmet çok iyi. Fajita ve diğer tavuk lezzetleri her zaman yenebilir. Bunun haricinde balık restoranları da çok kaliteli.
Tabiki Mustafa Kemal Atatürk ‘ ün evi. Elçiliğimizin hemen yanında.Oraya gidipte mutlu olmamak elde değil. Bu büyük insanın yaşadığı yerlerde dolaşmak çok hoş..Kısacası onun doğduğu topraklarda köklerimin olması beni mutlu ediyor.
Kısacası Yunanistan adeta bizden birilerinin yaşadığı bir ülke gibi..Sıcak canayakın ve içten..
Gidip Dokunmalısınız..
Oğuz akdeniz
http://zoomlabakalim.blogspot.com/
21 Ekim 2012 Pazar
BİZ DÜNYANIN EN İYİ TAKIMIYIZ DEMEK İSTERİM...
Milli takım hepimizin takımı.Tabiki herkes başarılı olmasını ister.Ancak şu aşamada bu çok zor.Bir kere bu kadro da sonuçlar değişmese de hiç bir değişim yaşanmıyor.Kalecimiz aynı golleri yemeye devam ediyor ama hep kalede..Kendi takımında da ulusal takımda da yükü hep o çekti.Kolay mı ? zor...
Defansımız aynı açıkları veriyor ama hep aynı 4 lü...Forvetimiz ise gol atmayı bırakın arada bir değişirken arada bir de kaleyi buluyor. Demek ki orta da bir uyumsuzluk var..
Ben milli takımın uluslararası maç eksiği olduğunu düşünüyorum.Bir hikaye anlatıyım.Eskiden bir mahalle takımımız vardı.Hani mahallenin en iyi futbol oynayanlarının içine girmek içinde mücadele ettiği takımlardan.Mutlaka sizinde anılarınızda bir mahalle takımınız vardır.Bu takımla biz her hafta komşu mahalle ile maç yapar genelde kaybederdik .ancak maç yapmayı bırakmadık ve yenmesini öğrendik.Zamanla kaybetmemeyi de..
Ne Romanya ne Macaristan dünya ölçeğinde esamesi okunmayan takımlar.Alın bakın Hollanda Romanya ile nasıl bir maç yaptı ,İzleyin...
Şuna da bakmak gerekli..Gerek Romanya Gerekse Macaristan takımlarının oyuncularının mücadele ve takımdaşlıklarına bakmak gerekli teknik kapasiteden çok. Her zaman söylenir. Başarıya doymuş,beklentisi kalmamış,ve maddi açıdan istediği herşeyi elde etmiş oyuncular ile bir yere kadar gidersiniz derler.Ben bu görüşün gerçek olmadığına inanırım, ya da inanmak isterim...Çünkü Milli takım farklı bir kulvardır..
Teknik açıdan futbolcularımızın dünyanın en yetenekli oyuncularından olduğu görüşüne katılırım.Ama eksiğimiz dünyanın en yetenekli futbolcularının yaptığı idmanları yapmamak,onların futbola baktığı gibi bakmamak ve onların futbolla yaşadığı gibi yaşamamak.
Abdullah Avcı nın işi çok zor. Artık gurbetçi ya da kendi liglerimizde oynamış olsun yeni yüzler bulmak zorunda.
http://zoomlabakalim.blogspot.com/
5 Ekim 2012 Cuma
türvak notları...
Türvak sinema müzesi..Türkiyenin ilk sinema müzesi..İçerisinde bu sanata emek verenlerin onore edildiği herşey var..Gereken ilgiyi görmese de mutlaka ziyaret edilmeli..Ve o bölge İstanbul'un bütün gizli kalmış lezzetlerini saklıyor..Biraz aşağı inin o yokuştan hele..Cezayir sokağı ve Orhan Pam
uk' un romanından müzeye dönüştürülen Masumiyet müzesi hemen karşınızda..Bence gezin görün,yaşayın...
Alkışlar Senin İçin Alex...
Brezilya Milli takımını izlerken fazla dikkat çekmeyen ama faydalı futbolu ile pek çok kişinin açıklarını kapatan bir adamdı.Sert şutları ile bize karşı da golünü atmış değişik bir futbol karakteri idi Alex..Sonrasında onun helikopterler ile televizyondan canlı yayınlanan transfer hikayesini izlediğimde de açıkçası şaşırmış ve sevinmiştim.Dünya kulübü olma yolunda adım atan bir klübün şu ana kadar yapmış olduğu en önemli transferlerden biriydi o...
Şimdiye kadar kırılmadık rekor bırakmadı desek yeridir.Kimi zaman koşmuyor dendi,yürüyor dendi.Bu eleştiriyi yapanların unuttukları nokta şu idi..Elbette günümüz futbolu koşu ve mücadele üzerine kurulu.Ancak bazı oyuncular tekniği ve oyun zekası ile bunu aşabiliyorlar.Böyle bir oyuncu idi Souza..Liderdi. Pek çok maçını izledim.Sahada 90 dakika kalan ve Joker gibi her yerde özveri ile oynayan bir oyuncudan başka bir şey göremedim.
Antrenörü ile arası kötü olabilir.Hatalar da yapmış olabilir.Belki yabancı bir futbolcu olarak 8 sene kalarak hepimizi şaşırttığı Türkiye liginde avrupalı futbolcuların fikrini sosyal medya aracılığı ile ifade etme özgürlüğünü de fazlasıyla kullanmış olabilir.Ancak bu şekilde değil,binlerce taraftarın içinde ,onu Alex yapan Fenerbahçesinin stadında veda etmeliydi .Her takım maç kaybedebilir.Her takım efsane olmuş oyuncuları ile bile yollarını ayırabilir.Ama bunun usulü ve şekli ,zamanı bir çok şeyi etkiler.
Böyle bir veda olmamalıydı.Ama hakettiği sevgiyi ,saygıyı her zaman futbolseverlerden ve fenerbahçelilerden gördüğüne ve göreceğine emin olarak uçağına binecek. Ülke futboluna ,Ülke sporuna hatta Fair play dışı hiç bir davranışını göremediğim için de örnek sporcu olarak verdiği emek kolay unutulacak türden değil... Yine Bekleriz Kaptan...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)