8 Ağustos 2013 Perşembe

.Geçen sene diktiğim çam ağaçları da yeşermiş......

Neredeyse 1 senedir bahçeye gitmiyordum.Açıkçası son halini çok ta merak ediyordum.Ağaçlarımı da özlemiştim,yeşili de..O gün gerçekten çok keyifli bir gün oldu.Neredeyse tüm ekip orada idik. Hava gerçekten çok sıcaktı.Ancak buna rağmen hava da püfür püfürdü.
Zamanında gidemediğimiz için bir çok meyveden istifade edemedik.O kilolarca meyve dağıttığımız günler belki bu sene olmayacak.Ancak seneye şimdiden hazırlanıyoruz.Üstelik bu sene bir sürü çam ağacı dikicem.Geçen sene diktiğim çam ağaçları da yeşermiş.Herkesi buradan ağaç dikmeye ve yeşili korumaya davet ediyorum..:)







Fenerbahçe Cardozo mu demeli Emenike mi..?

Fenerbahçe için forvet söylentileri 2 isim üzerinde yoğunlaşmışa benziyor. Emenike ve Cardozo. Öncelikle bana sorarsanız bu iki isimden Cardozo ; Emenike ye göre çok daha fazla gol atar.Çünkü tam bir çerçeve golcüsü . Ancak yaşı ,performansı ve oyunda etkinliği gibi faktörleri gözönüne alırsak açık ara Emenike derim. Çünkü daha az gol atma ihtimali daha yüksek olmasına rağmen koşan,çalışkan ve uyum sorunu da yaşamayacak bir oyuncu Nijeryalı.

Aslında bizim takımlarımızın neden transferde sadece 1-2 isim arasında kaldıklarını hep merak ederim.Şimdi Beşiktaş ta aynı şekilde Adebayor ve Eneramo arasında kalmış durumda.Trabzonspor keza Kalou ve Martins arasında beklemede.
Sadece Avrupa da değil dünyada maliyeti düşük yetenekli yüzlerce oyuncu var.İlla isim yapmış oyuncu almaksa amaç neden geçen senenin Bundesliga gol kralı Kiesling hiç düşünülmez. ? Yada Bayern forması ile harikalar yaratıp bu sene takımını değiştiren Mario Gomes hiç  takımlarımızın dikkatini çekmez. Bu oyuncuların maliyetleri de yukarıda ki saydığımız isimlerin çok ta üzerinde değil..
Geçen sene Bursaspor' a gelip 6 dakika için inanılmaz rakamlar ödenen Petari Fossel ' i düşünmeli transfer yapmadan önce. Yoksa çok zaman daha 2-3 oyuncu arasında kalır biri olmazsa diğeri der geçer gideriz..

21 Temmuz 2013 Pazar

Arayı fazla soğutmayalım..:)

Evett Gelelim gezimizin 2.bölümüne ,arayı da çok fazla soğutmadan..:) Bergama adeta tarihiyle yaşayan bir ilçe veyahut kasaba.Çünkü o kadar şirin ki hala tarihten gelen eski izleri fazlası ile taşıyor.Yüzyıllar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Burada yer alan eserlerin bir bölümü de maalesef kaçırılmış.Ancak bu hali ile bile bu topraklarda yaşayan bizlerin ne kadar şanslı olduğunun bir kanıtı.O bölgenin en yüksek tepesine inşa edilmiş şehir. Her yerden püfür püfür rüzgar alıyor.Biz oraya çıkmak için taksi kullandık.Ancak şu an için bir de teleferik yapılmış durumda. Bence bergama ya gidin.O tarihlerde ki sanatı,inceliği,insanların şehirlerine gösterdiği özeni bir de kendi gözlerinizle görün. Çok doğal bir zenginlik tadacağınıza fazlası ile eminim.Foça ise gerçekten çok şirin.Çok keyif aldım.İzmir' in hiç bozulmamış,şehirleşmemiş bölgelerinden.Keşke böyle yerler ülkemin her köşesinde olsa. Tatili,yazı,insanların mutluluğunu fazlası ile hissediyorsunuz..:)

sevgiler..










9 Temmuz 2013 Salı

çok ama çok güzeldi..


Bu seferki tatilim benim için gerçekten hem özel hem de güzeldi.Hayatımda ilk defa bir gurme turuna katılacaktım.Dolayısı ile şimdiye kadar mutfak ve gezi kültürünü az çok bilen biri olan önümde güzel fırsatlar olacaktı.Gezimi 2 bölümde değerlendiricem.Birinci eşsiz güzelliği ile kaldığımız cunda yarımadası ,ayvalığın eşsiz arnavut kaldırımlı taş sokakları,eski rum evleri,muhteşem doğası ile insanı bambaşka diyarlara sürükleyen kaz dağları ,izmir'in en güzel köşelerinden foça ve tabiki beni hem kültürü ile,hem manzarası ile sürükleyen bergama ve pergammon antik kenti..

Cunda ya gittiğiniz de deniz ürünleri yemek için fazlası ile alternatif var.Ben gittiğimiz pek çok restoran içerisinde ayna restoran ' ı çok beğendim.Hizmeti,temizliği ve kalitesi ile benden 10 üzerinden 9 aldı. Üstelik dekorasyonu ve ambiansı o kadar güzelki şirin italyan restoranları gibi. Edremit te ise tarihi cumhuriyet lokantası ise yemekleri ve hizmeti ile gerçekten çok başarılıydı. Edremit te çok şirin bir ilçe ayrıca,Cunda önden küçük bir ilçe arkadan ise kendinizi kuş ve tavuk seslerine kaptırdığınız bir köy gibi..O kadar huzurlu ki. Onu keşfetmek için adeta yarışıyorsunuz kendinizle bazen..












Ayvalık ta keza öyle..Biraz daha gelişmiş..Ama evler ,sokaklar,insanlar hepsi tarih kokuyor..Zeytin ' in ve zeytinyağının girdiği yerler böyle sanırım. Nefis lezzetler,deniz,güneş hepsi harika..Deniz yolu ile yenikapı bandırma seferleri de çok olumlu.Çok rahat bir yolculuk yaptık..Ben çok beğendim verilen hizmeti...Neticede
çok ama çok güzeldi..

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Suadiye de Bir dans gecesi..:)

Bu aralar yine dans gecelerine gitmeye çalışıyorum.Bu sefer mekan oldukça güzeldi.Tam suadiye ' nin ortasında adalar ' a karşı açıkhava da bir mekan.O gece de tıklım tıklım doluydu. Dans etmek kadar medeni ve güzel bir aktivite yok.Dans bence güzel dostluklar oluşturan ve duyguları buluşturan bir şey. O yüzden herkese tavsiyem geç kalmadan dans etmeleri.Bu arada artık iyiden iyiye Latin danslarında uzmanlaştığımı hissediyorum.Bu da beni çok mutlu ediyor..:) ( Bu arada alttaki resimde kola içende benim ,güzel yakalamışlar..:)



Tuzla Artık bir lezzet durağı olmuş...

Tuzla sürekli gittiğimiz yerlerden biri. Her gidişimde daha da gelişmiş görüyorum.Zaten Pendiğe marina yapılması o bölgeyi biraz değiştirmiş. Sahil her zaman ki gibi çok canlıydı.Duyduğuma göre her hafta konser oluyormuş.Müzik sesleri eşliğinde daimi mekanımız Filizler de yemek yedik.Bu arada adamlar bir mekan daha almışlar.Yakında Tuzla tam anlamı ile bir lezzet durağı olacak. O gün gerçekten hem filizlerin lezzetleri hem de yaklaşık 2 saat sonra başlayacak yağmura yakalanmadığımız için çok keyifliydi..:)

23 Haziran 2013 Pazar

Bir Sene Daha Biterken Farkı Farkettiniz mi..?

Senelerdir hep aynı şey oluyor.. Şampiyonluk İstanbul takımları arasında paylaşılıyor. Anadolu takımları arasından Trabzonspor ve Bursaspor dışında çıkıpta Türk futbolunun kilometre taşlarına yeni halkalar ekleyecek takım bulmak çok ama çok zor. Evet, güzel futbol,oynayan, mütevazi kadrolar kurup, oyuncu satarak kendini ikame eden kulüplerimiz de var ancak bu yeterli mi? Tartışılır. Bu lige daha fazla rekabet gelmesi lazım. Bu senenin en önemli olayları Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında ki başarıları oldu. Evet; çok önemli yıldızlar da izledik yeşil sahalarda. Ancak bu transferlerin ne kadar bilinçli yapıldığını zaman bizlere gösterecek. Zira Beşiktaş'ın almış olduğu Portekizliler'den ne kadar yararlandığını ve kulübün hala zor günler geçirdiğini de göz ardı etmemek gerek. Türk futboluna yapılan yatırım hemen hemen Türkiye'de hiçbir spor dalına ya da eğlence sektörüne yapılmıyor. Sporun rekabet, eğlence ve fair play anlamına gelmesinden dolayı bu sözlerimiz. Bu yüzden karşılığı da gelmeli elbette. Bu senenin diğer önemli bir olayı da yeşil sahalar da istenmeyen görüntülerdi. Ne zaman dur diyeceğiz bu görüntülere. Bir taraftar öncelikli olarak şuna bakmalı. Ben biletimi aldığım andan itibaren dört dörtlük şartlarda maç izleyebiliyor muyum? Kulübüm bana bu imkanı sunabiliyor mu? Bunu sormadığımız ve almış olduğumuz hizmeti sorgulamadığımız müddetçe güzel şeylere de uzak kalırız. Ayrıca bu sene futbolumuz adına sınıfta kalan bir diğer sporu tamamlayıcı unsur da bazı spor programları oldu. Futbol, anlatan, futbolu öğreten ve sevdirmeye çalışan programlar dışında bol bol futboldan uzak konuşmalara da rastladık. Bu tip programlar hemen hemen Avrupa medyasında hiç yok. Altı çizilecek bir konu. Senenin flaş takımları olarak lige giren Orduspor ve Mersin İdman Yurdu bu sene gerçekten kayıptı. Taktik, teknik ve oyuncu anlamında yapılan hataların bütünleşmesi sonucu bu sonuçları aldılar. Ancak inanmanın, mücadelenin para ile değil kenetlenme ile başarılabileceğini gösteren takımlar da vardı. Akhisar gibi... Theofanis Gekas adeta dosta düşmana sporcu olmanın yaşı yoktur, disiplini vardır mesajları yolladı. Saygı duymak gerek. Trabzonspor ise her sene almış olduğu benzer sonuçlara bir yenisini ekledi. Türkiye'nin en potansiyelli kenti ve takımı olarak sanırım en baştan transfer politikalarını gözden geçirmek gerek. Bunu yaparken de Emerson, Mark Janko gibi isimleri de hiç unutmamalılar. Hatta her sene bu isimlerden yola çıkarak yeni transfer arayışlarına girmeliler ki; aynı hatalar olmasın. Beşiktaş'a gelince... Ben hala Dentinho'dayım. Bu oyuncu ne yaptı, ne etti. Hiç bir fikrim yok. Avrupa futbolunda gözden düşmeye namzet Latin Amerikalı kramponlar yerine neden Afrika ülkelerinden yıldızı parlayacak genç oyuncular seçilmez. Ya da Gençlerbirliğine bakalım. Almış oldukları Vleminckx gibi bir oyuncu kaç takımda var ülkemiz de.. Oğuz Akdeniz